Bu Blogda Ara
12 Aralık 2016 Pazartesi
TÜKENMİŞLİĞİN YAZDIRDIĞI BİR YAZI
Şimdiye kadar hep iyi niyetler suistimal edildi öyle değil mi ? Evet hep suistimal edildi. Kimin yüzünden. Tabi ki de buna izin veren kendimizin....
Eğer ki insanlara kendinden çok değer verirsen sonuçlarına katlanmak zorunda kalırsın. Bizler insanların üzerinde baskı kurmaya kendimizi insanlar arasında bir şey sanmaya bayılırız... Genelde bunları az değer verdiğimiz insanlara istemsizce yaparız. Çünkü o insanın üzerinde bir egemenlik kurulmuştur artık bir şekilde pekte demokrasi olmayan bir yönetim şekliyle yönetmek gerekmektedir. İşte sende eğer ki hak etmeyene hakkettiğinden fazla değer verirsen bu yönetim şekline seve seve razı olacaksın. Çünkü değer veriyorsun , bu insana karşı aşırı milliyetçisin ve terk edip gidemiyorsun...
Ters orantı var yani sizin anlayacağınız . Değer arttıkça kendi çapınızda ki egemenlikte dahil olmak üzere tüm yönetim haklarınız ellerinizden alınır. Benim aslında değinmek istediğim noktalar çok farklı... Asıl yazmamda ki amaç nasıl olur da bu tarz şeylere izin verdiğimiz. Nasıl olur da bizden tamamen bağımsız olan insan ya da insanların gelip benliğimiz de yeni bir Cumhuriyet kurmasına nasıl olur da göz yumabiliriz ? Aklım almıyor , işler genelde hep kontrolsüzce gidiyor. Kendine engel olamıyorsun , o insanın olmayan büyüsüne olmayacak şeylere kapılıp gidiyorsun gözlerin kapalı... Gözlerini açtığında ise kendini dipsiz bir kuyu da hissediyorsun.
Seni gören bazı insanlar kendi fikirlerini açık bir şekilde paylaşır seninle. İnsanlar akıl veremeye bayılırlar. Kendilerini o an mükemmel bir akıl hocası yerine koyarlar ve asla senin işine yaramayacak saçma sapan şeyler söylerler. Ve olur da önemli bir şey söyler diye de dinlemek zorunda kalırsın ne yazık ki...
Yalnız kaldığında da düşünürsün uzun uzun... Sahi ya sence bundan daha kötüsü olabilir mi hayatında ? Olamaz ! Bundan daha kötüsü asla olamaz. Eski yaşantını özlüyorsun değil mi , ben özlüyorum. Değerini bilemediğimiz ne kadar güzel şeyler varmış. Acı sandığımız şeyler sinek ısırığından ibaretmiş. Bunu geç oldu ama anladık....
Şimdi önümüzde bir yol var. Bu yolda bu acı çekilecek , mecburiyetten... Geriye dönüş imkansızdır , zamanı geriye alabilir misin ki ? Yol devam ediyor , bir müddet gittikten sonra ikiye ayrılacak. İşte o an o iki seçenekten biri vazgeçiş olacak. Vazgeçecek kadar güçlü müyüz bilmiyorum. Ama savaşacak kadar cesuruz. Çünkü korkmuyoruz , uzun bir yoldan geldik ve yolda hep savaştık. Eğer ki bu iki yol ayrımına geldiysek hala ayaktayız.
Karar verirken hiç bir zaman kendimi düşünmediğimizden bu haldeyiz. İşte o yol ayrımı kendimiz için karar verme zamanı... Kendin için yaşayacaksın bu dünyada , her nefesin hakkını vereceksin...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder