En son yazımda babamın o lanet hastalık sürecini yazmıştım. Nasıl duygular içindeydim , bunu tarif etmem mümkün değil. Ne siz bu duyguları yaşayın ne de benim hissettiklerimi hissedin. O kadar acı verici ve kötü...
Babamı kaybedeli 7 ay oldu. Ancak 7 ay sonra yazma cesareti buldum kendimde... Şimdi yazmaya başlayınca aslında zor zor sardığım yaranın bandajlarını açmak doğru bir fikir mi bilemiyorum. Çünkü henüz o yara iyileşmedi...
Bir Cumartesi günüydü. Babamın yanına gidecektim. Yani niyetim vardı, hastanede refakatçi kalınması gerekiyordu. Ama büyük amcam ailesiyle birlikte orada oturduğu için, cumartesi günü gitmesem de olur diye düşündüm. Keşke gitseydim. Ömür boyu kendime kızgınlığım asla geçmeyecek. Pazar günü gitme kararı aldım , üstelik sabah erkenden çıktım. Çünkü bir önceki gün babamın sesi telefonda gelmeyeceğimi duyunca buruk geliyordu. Sabah yola çıktıktan sonra babamı aradım, bir isteği var mı yok mu sordum. Benden kola istedi. Benden son istediği şey olduğunu nereden bilebilirdim ki ? Aldım kolasını , hastaneye gittim. Halamda oradaydı, halamla selamlaştık. Babam bana "Ooo en sonunda gelebildin" dedi. Hafif bir tebessümle. "Babacım, biliyorsun gelebilme imkanımın olduğu her zaman geliyorum" dedim. Kalktı, kolasını açtı ve içti. İçi yanıyormuş sanki. Daha zayıflamıştı. Daha da kötüydü. Ben biraz etrafa çeki düzen vermeye başladım. O sırada halama dedi ki "Hiç kimse bana kızım kadar iyi bakmıyor, aynı babasına çekmiş. Dağınıklığı sevmiyor" Güldüm... Sonra halam kalktı gidiyorum dedi. Onu geçirdim , sarıldık ve ikimiz de ağladık. Halam gidince babamın çok ağrıları olduğunu fark ettim. Bir sağa dönmek istiyordu bir sola. Kansere bağlı yatak ağrıları ve yaraları... Babamın günlerce ve haftalarca yemek yemediğini biliyordum. Halam sütlaç yapıp getirmişti, biraz pet bardağa koydum. Babamı ayağa kaldırdım, elimle yedirdim. O kadarcık şeyin bile yarısını yedi. Sonra geri yattı. Bir süre sonra yatağın kan olduğunu fark ettim. Damar yolu çıkmıştı. Hemşireyi çağırdım. Değiştirdiler. Sonra yatağını değiştirdik. Değiştirmek için onu refakatçi koltuğuna almıştık. O koltuktan kaldırmaya çalışırken kalkamadı. "Bu nedir böyle ya" dedi... Babam ilk defa bu kadar kötüydü her halinden belli oluyordu. Sonra yatağına geçince uyumaya çalıştı ama uyuyamadı. Aradan 1-2 saat geçti. Birden kalkmaya çalıştı. Çok kötüyüm nefes alamıyorum dedi. Pencereyi açtım, kapıyı açtım. Ona o gün okuması için aldığım gazete kağıdıyla yelpaze yapmaya çalıştım. Hemşireyi çığırayım mı baba dedim , başıyla evet dedi. Hemşireyi çağırınca, hemşire nabız ve oksijende şuanda bir sıkıntı olmadığını söyledi. Babam sonra tekrardan uzandı. Uzanmasıyla yeniden kalkması arasında 20 dakika vardı. Hemşireyi çağır dedi. Hemşire yine geldi, yine kontrollerini yaptı. Sonra bir cihaz getirdiler, o cihaza serum taktılar. Beni dışarı çağırdılar, "babanızı uyutacağız bu onun için en iyisi endişelenecek bir şey yok dedi" Başımı salladım. Saatler birbirini kovalarken, ben hala yengemi bekliyordum. Vakit çok geç olmuştu eve dönmem gerekiyordu. Bir sonraki gün işe gidecektim. Yengemi defalarca kez aradım, birinde yemek yapıyordu, diğerinde yemek yiyordu en sonuncusunda namaz kılıp gelecekti. Akşam saat 9 olunca, Sürreypaşadan Beylikdüzüne gitmek üzere ayrıldım. Ayrılırken babamı öptüm, sanki son öpüşüm olacağını hisseder gibi. Dışarıda inanılmaz bir yağmur vardı. Ağladım, ağladım.... Sanki içimden bir şeyler kopmuştu...
Pazartesi.... Babam telefona çıkmadı
Salı..... Babam telefona çıkmadı, sürekli uyuduğunu söylüyorlardı.
ÇARŞAMBA !................
Ali amcam aradı , iş yerinde çalışıyordum. Telefonu açtım, açarken korkuyordum. Babamın ilk kansere yakalandığını da Ali amcam haber vermişti. O bizden çok uzaktı , İzmir'deydi. Ama en vefalı olandı. Telefonu açınca sustu. Anladım. Başımız sağ olsun kızım dedi ardından. Hatırlayamıyorum gerisini, sadece İzmir'den babam için geldiğini hastaneye giriş yaptığını sadece bir dakika ile babamı kaçırdığını söyledi.
Hayatımın en kötü anlarından birincisiydi.
Daha fazla uzun yazamayacağım. Bundan sonrası çok acı, anlatılmaz bir duygu. Ertesi günü cenaze oldu. Son kez kefen açıldı son kez babamı gördüm. Geriye aylarca bünyemde kalan koca bir dramdan ibaret. 6 hafta gözümün önünde babamın ölümünü izledim. Öldüğünü gördüm.
Ne zaman geçer bilmiyorum ama onu çok özlüyorum.
Bu özlemse hiç bir zaman geçmeyecek , biliyorum.
NUR İÇİNDE YAT , MATADOR !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder